27 Ekim 2008 Pazartesi

Mühendislik Öğrencisiyseniz...

  1. Doğa üstü güçleriniz olduğuna inanmış bir toplumla karşı karşıyasınızdır. Ama,siz sadece bir 1.sınıf öğrencisiyseniz ve merkalı sorulara cevap veremyirosanız , hor görülmeye mahkumsunuz (şu anlık):D.
  2. Eğer benim gibi bir kızsanız, kız arkadaşlarınız zorlandıkları dersleri telafi etmek için ”üst sınıflardan sevgili bulma” şeklinde cin(!)bir fikirler karşınıza gelebirler. Resmen zavallı çocukların “etinden sütüne yararlanma” girişimidir bu :). Bu rezillikten sıyrılmaya bakın. (Bu durum bütün bölümler için geçerli aslında. Özümüzde acımasız bir ırkız sanırım.)
  3. Ders programınızda “programlama” dersi varsa, İngilizce derslerinde “if,for,while” kelimlerinin geçtiği her yerde,herkesin yüzünde aynı kin ve nefreti görmeniz normaldir. Aynı şeyin sizin için de geçerli olması büyük bir olsalıktır.( Çünkü,for ve while-hatta bir de do while var-döngü dediğimiz işlere yarar programlamada. if, ise çatallanma denilen şeçenekler diye kısaca açıklayabileceğim bir olayı oluşturur. Bunlarsız kolunuz kanadınız kırıktır.)
  4. Benim gibi bir bilgisayar mühendisliği öğrencisiyseniz, bunu hazmedemeyenler çıkabilir karşınıza. Programlama yapmamış iseniz yandınız demektir. Çünkü, kendilerinin bu işi ne kadar zamandır yaptığını anlatıp, sizin hiçbir şey bilmediğinizi ima ederler. Halbuki, bizim gördüklerimizle alakalı tek bir şey yapmamalarıne karşın bundan haberdar değiller. Başıma gelen bir olayda, ”O bölümde ben okumalıydım!” diye oldukça ileri giden biriyle tanıştım geçen sene. Bunlara hazırlıklı olun. Böyle saçmalıklar yapan çok. Yani, laf sanki söylediği! Kıskançlık mı yoksa aptallık mı anlamadım… Sanki elinden aldım. Geçen sene ilk defa tanıştığım biriydi kendisi hem de.
  5. Yine bayanlara bir sözüm var. Nedense erkekler mühendislik okuyan kızları “öcü” olarak görüdüğü için, karşılarında normal birini gördüklerinde değişik tepkiler veriyorlar.Bu iyi anlamda ama :). Asılma ya da rahatsız edici bir şey yok ortada tabii.Ama,çok mu çirkin insanlar bekliyorlar acaba?
  6. Başkaları okul bahçesinde yayılmış, keyif yaparken siz, sınıflarda sürünüyor olursunuz…
  7. Ama ne olursa olsun bir karizmanız vardır ;).
  8. Anti-sosyal damgası yemek kaçınılmaz olabilir bazen, ama öyle olmadığınızı kısa zaman içinde kanıtlamak sizin elinizde. ”İnek” sınıfına ait olmayıp, aslında bunu söyleyenleri 2′ye katlar durumda olduğunuzu gördüklerinde yüzlerinin alacağı durumu düşünmek bile huzur verir insana :).
  9. Okulunuzun gurur duyduğu bölümlerinden birindesinizdir.
  10. Kız kıtlığı çeken bir gurubun üyesisinizdir :D.
  11. “Pratik Zeka” olmak ZORUNDAsınızdır.
  12. Ders çalışamamak gibi bir sorun,size vize ve finallerde yol, su, elektrik olarak geri dönmez! Acı son diyebilirz buna.Çünkü,bölümünüz bir eşit ağırlık bölümü gibi “ezberle geç” denecek türden değildir. Olmayacaktırda…
  13. Kimse anlamasa da,en matrak sınıfa sahipsinizdir. En uç fikirler burdaki adamlardan çıkar genelde ;).
  14. “Fizik ve matematiğe tapan” gibi bir sıfat yakıştırmak istense de,aslında bunlara lanet eden tarafsınızdır.
  15. Yine bir bilgisayar mühendisliği öğrencisiyseniz,bir problemi çözmek için programı yazan kadar, o problemi kendiniz çözersiniz :D.

Kısaca işiniz zordur ama,size özenen bir grup mutlaka vardır…

Bilgisayar Müh.'e GİREMEME Dersi

Geçen sene hazırlık okurken,biliyorumdum başıma gelecekleri. Biliyordum ama, susuyordum herkes gibi .Neden mi? Gerçeklerden kaçıyordum sanırım. Zorlanacaktık bu en başında belliydi. O Öss kağıdına “bilgisayar mühendisliği”ni yazarken bile biliyordum bunu. Başa gelen çekilir demiştim,ama içimde gidiyordu hani :D.

Neyse, 1 sene geçti ve geldik 1.sınıfa. Zaten baştan bir şakayla karışık uyarıyla girdik. Dekanımızın dediğini aynen aktarıyorum:

“Eğer aranızda buraya programlama yapmak için gelen varsa, buyrun arka binaya gidin! Orada istediğiniz kadar programlama yapar,çok da iyi para kazanırsınız! Ama unutmayın ki siz, her şeyden önce mühendissiniz!” Aman ne mühendis ne mühendis! Arka bina dediği de, arka binamız bizim okulun meslek yüksek okulu oluyor da, onu kast ediyor. Bunu da geçtim, geldik asıl ana derse! Adı bile yetiyor heyecan vermeye: Bilgisayar Mühedisliğine Giriş!Girebildik mi? Hayır :D!

Bu sene tek meslek dersimiz olan bu nacizane dersimize hevesle girdik. Koca bölümde 16 kız olan bizler(ben de bir kızım bunu da ileteyim),ön sıraları kapmıştık laboratuvarda. Bilgisayarları açmıştık ama, hoca kapatın dedi, o yüzden önlere dizildik. Dersi dinlemek için… Şİmdi hoca sürekli “onu biliyor musunuz,bunu biliyor musunuz” gibi sorular soruyor bize. Kimseden tık yok. Programlama dilleri, bilgisayar dili, 1byte kaç mega byte’tır gibi şeyler. Bir kişi hariç, susuyoruz biz de. Hoca en sonunda dedi ki,
”Yahu,siz hiç bilgisayara giriş dersi görmediniz mi?”

Puuuuuuuuuuuuuuuu! Dersin adı ne hocam, baktın mı programa! Bilgisayar mühendisliğine giriş yazıyor koskoca! Şimdi girmeyeceğiz de ne zaman gireceğiz pardon! Ya, başka okullardaki arkadaşlar, bilgisayarı açma kapamadan başlamış biz nelerden başladık! Bir programlamaya girdik ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bilgisayarı açıp kapatan,ekranda simgelere tıklayıp sürükleyerek taşıyan arkadaşlarıma burdan özenerek bakıyorum! Aynı bölüm, aynı sınıf, ama gel gör ki, okul ve hoca farklı… Çok özeniyorum bildiğiniz gibi değil.
Ders çıkışı, 73 kişi kafa kafaya verip: ”Yanlış bölüm mü seçtim ben…” fısıtıları arasında,korku filmlerinden fırlama bir sessizlik yaşadık. Herkes çökmüştü. Moral falan kalmamış, dahası gözlerde aynı hayalkırıklığ vardı.

Bir de ödevimiz var tabii :D. Kimsenin yapamadığı, ama herkesin teslim ettiği meşhur “1.hafta ödevi.” Adı bu ödevin. 4 soruluktu kendisi. Herkes birilerine yaptırdı. Sonra şöyle salak şeyler oluştu tabii: ”Benim ödevimi kim yaptı biliyor musun!” bu şekilde hava attık birbirimize :D. Tam rezillik.
Benim ödevim mi? Benimkini Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği mezunu bir insan yaptı. Söylediğine göre, ilk ödev için biraz ağır olmuş ödevimiz. Sayın hocamız(ya o sakin görüntünün ardında meğer bir acımasızlık yatıyormuş!),2008-2009 öğretim yılına damgasını vurdu, tebrik ediyorum.

Gelelim diğer derslere. Matematikte, ”mühendis” sıfatımızdan dolayı(lanet olsunki), ışık hızıyla yarışır durumdayız. ”Siz bunları iyi biliyorsunuz çocuklar!ÖSS zamanı az mı testini çözdünüz!” diye bize gaz vermeyi amaçlayan sayın prof.’umuz,konuları 3 er 5 er atlayarak anlatıyor.Aslında anlatmıyor…Tanım yazıdırıyor,kafasına eserse çoooook kolay bir örnek çözüp devam ediyor.Hee,ama şunu demeden de geçmiyor:”35 senelik öğretmenlik hayatımda benden 100 alan çıkmadı!”. Sadist mi acaba??? Hem gaz veriyor, sonra bunu söylerek kendini tatmin ediyor sanırım.
Geçen sene, benim gibi hazırlık okuyanlar için durum çok daha kötü. Aradan geçen 1 senede çoğu konuyu yarım yarım hatırlıyoruz. Hoca “biliyorsunuz!”etiketini üstümüze zorla yapıştırırken,biz korkak gözlerin ardından tahtaya bakıyoruz.

Ya fiziğe ne diyeceğiz! Sorduğu sorulara cevap veremdik ilk ders. ”Ben doğru snıfta mıyım!Burası mühendislik sınıfı mı!” diye gürledi fizik prof.umuz… Ya kardeşim öğrenci öğrencidir! Bölümümden dolayı her şeyi bilmek zorunda mıyım!!! Zaten, her ders listeden tutup kaldırıyo sorular için! Ömrümden 10 sene gitti ya! Şimdi adımı söyleyecek diye kal kirizi geçiricem orda!Herkes aynı duyguları yaşıyor ya neyse :D.

Böyle işte.Üniversiteye girmek her şey değil malesef. Çıkmak çoook daha zor.
 


Sürünen Öğrenci Modeli © 2008. Design by: Pocket