26 Eylül 2009 Cumartesi

Bilmece Deneği


Yukarıdaki amcayı tanıdınız mı? Efendim, duyamadım? Heh, tanıyanlar çıktı! Bir zamanlar çocukların neşe kaynağı olan Yalvaç Ural kendisi :).
Bu yazı ise, benim onla yaşadığım küçük bir anıdır.

Bilenler bilir, bir zamanlar zıpır bilmeceler vardı, Yalvaç Ural tarafından yazılan. Her yaştan insanın dilindeydi bunlar ve sizi ansızın yakalayabiliyordu.

"İtfayeciler neden pantolon giyer?"
"Eee şey bulamadım neden? (o zamanlar yeniydi cevabı herkes bilmiyordu :P)
"Ahahaha! Tabiiki de pantolonları düşmesin diye!"


Örnekler çoğaltılabilir ama ben, bu klişe bilmecenin dışında başka bir klişenin ilk denendiği çocuk olarak anlatacağım bu anımı :). Bazı kesim insanlar buna (nedenini anlamadığım bir biçimde) inanmasa da ben bunu burdan anltacağım kardeşim :P. Yaşadım ben bunu, yeter!

Şimdi, büyük halamın( iki halam var) Tekirdağ'da bir yazlığı var. Hala da var. Biz o zamanlar, benim yaşım 5 veya 6ydı, her yaz ailecek halamın yazlığına gider, kuzenler falan filen 2 oda 1 saalon yazlık evde 11 kişi kalırdık(keyfe bak!) :P. Küçük halam da gelirdi ailesiyle.
Yazlık sahibi halamın yan komşusu ise Yalvaç Ural'dan başkası değildi. Yazlık evinde kitaplar yazan ve yeni "zıpır" bilmeceler üreten, bıyıklı ve hafif göbekli bir amcaydı gözümde. Meşhurdu ya çok çekinirdim ondan :P. Utangaçtım zaten hepten ekiniyordum ondan.

Bir gün beni içeriden çağırdı annemler, koştum çıktım bahçeye, bir de baktım Yalvaç Amca ve halamlar konuşuyor.

"Hazal gel sana bir sorum var."dedi Utandım ama yaklaştım ona doğru.
"Hayaletler yüzmek için nereye gider?"
Hazırlıksız yakalanmıştım! Yepyeni bir zıpır bilmeceyle karşı karşıyaydım!
"Eee...bilemedim neden?"
"Ölü Deniz'e!" dedi gülerek. Ben de gülmüştüm ve bu bilmece çok hoşuma gitmişti. İstanbul'a dönünce her önüme gelene bu bilmeceyi sormuştum. Eh, o zaman da bunun cevabı çok bilinmiyordu.

İşte Ölü Deniz zıpır bilmecesinin ve aynı zamanda şu an herkesin bildiği bu bilmecenin üzerinde denendiği ilk çocuk benim :D. Adam tepkimi ölçtü işte bariz bir biçimde. O bilmeceydi o gün yazmış söylenene göre.

He bir de bana o gün bir kitap hediye etmişti. Aslında iki tane ama diğerinin resmini bulamadım :( ve adını da unutmuşum. İşte verdiklerinden biri hemen aşağıda :).


17 Eylül 2009 Perşembe

Ben Bunu Yaşadım :D!


Yukarıdaki karikatür, "Uykusuz" dergisinin çizerlerinden Umut Sarıkaya'ya aittir. Resimdeki yazıları okuyacak olursanız, o günkü halimle ilgili bir fikir edinmiş olacaksınız :).

"Mont Beni", isimli bu şiir ve karikatürü ben pazartesi günü yaşadım!

Pazartesi günü havaların ısınacağını zaten hava tahminlerinde bangır bangır görüyorduk. Ben de eşi dostu uyardım "Bakın hele buraya! Havalar pazartesi ısınıyor!" falan filan diye. E ne oldu? Mont Beni oldu xD.

Pazartesi camdan kafamı çıkartıp baktım hava serin geldi. Bende giydim uzun kolluyu, üstüne kapişonlu svitşortu çıktım dışarı :P. Dışarda afkanlar bastı! Ben de tıpkı karikatürdeki adam gibi "Tedarikliyim diye sevindim" :D. Ama sonuç? Bunalım!

Akşam iftardan snra dönücem o zaman hava soğuk olur diye avuttum kendimi. Minibüse yürürken yolun yarısında, sırtımdan sökercesine fırlattım svitşörtü ama bu defa elimde kaldı ağırlık yaptı :P. Yetmedi, uzun kollu tişöartte boğdu beni ama artık onu da çıkartamıyor insan :D.

Bir karikötürün can bulmuş hali olarak, "Ya belki beni,m gibi uzun kollu giymiş olan vardır" diyerek tüm yol boyunca (40 dakika) yoldan gelen geçeni süzdümi dikizledim. Yaşlı teyzeler üşür be onlar kalın giyinmiştir derken karşıma çıkan bütün teyzeler kolsuz giymesin mi! Abooovvvv!
Yaşlılar bile kısa şeylerle ferahlarken ben depresyona bir adım daha yaklaştım. Yoldai işe gittiği için uzun kollu gömlek giymiş beylerle avundum, birkaç hanım üzerine inca, uzun kollu yeleğimsi şeylerden almış bir de su serpti içime. E tabii benimki acınası bir rahatlama xD.

Mont Beni şiirini burdan kendime armağan ediyorum :).

16 Eylül 2009 Çarşamba

Vodafone İkoncanı

Bir Avea kullanıcısı olmama rağmen az önce yaşadığım şeyle gülmekten yerlere düştüm :D.

Efendim geçen gün Penguen dergisinde, Patates Baskı bölümünde şöyle bir yazı gördüm(bu haftaki sayısında):

"Avea ve Turkcell'in 'Aradığınız kişiye ulaşılamıyo' mesajı güzel sesli bir bayandan dinletilirken Vodafone neden adam sesi koymuş?..."

Bilmeyenlere duyuralım, "Patates Baskı" kısmında kişilerin hem komik hem de doğru tespitleri yayınlanır. Ancak komik olan bu yazdığım değildi.

Vodafone bunu okuyup çok içerlemiş olacak ki o "ulaşılamıyor" diyen adamı değiştirmiş, ama kimle xD!

Az önce arkadaşın diğer hattı açık mı diye aradım ve karşıma bir tiki, bir ikoncan, o gecelerimin kabusu olan kızlardan biri çıktı ve şöyle dedi bana:

"Irıdığınız kişiye ulaşımıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

xD Irıdığınız nedir ya nedir xD?
Bir de bunu yuvarlayarak söylüyor siz düşünün gerisini artık :P. Ben duyunca yarıldım :). Aradığını diyemeyen bir genç kızımızı getirip koymuşlar. Ancak sesi de çok sıkkın. Bitse de gitsek modunda. "lütfen daha sonra tekrar deneyin" derken "ay yiteeeer!" dediğini duyar gibiyim(yeter değil evet yiter :D).

15 Eylül 2009 Salı

Nasıl Süründüm/Eğlendim



Ben okul bitimiyle birlikte neler yaptığımı anlatmamışım :P. Eh, başlayalım o zaman hazır daha okul açılmamışken.

Efendim not ortalamam gayet harikayken küüüüüt diye bir odunla nakavt oldum. Nasıl mı? Matematik-2 dersinden "F" ile kalarak :D. Önceki dönem DD gelen Fizik dersimi bile çok yukarılara çekip, yine kalacağım diye zırıl zırıl ağladığım Programlamdan da BA ile geçmiştim ve seyirciler beni alkışlıyordu! Gaza geldim, gençtim, güçlüydüm; zeki ve atılgandım. "Neden bu dönem ortalamayı 3.50 yapıp gözüne vurmayayım!" dedim. Matematik okunana kadar ortalamam 3.57 idi xD. Tabii daha tüm derslerim okunmamıştı :P. Baktım Matematik-2 "F", oturdum hocaya saydım içimden. Sonra aklımı başıma devşirip kendi hatalarımı gördüm. Boşlamıştım bu dersi, hatta çoğuna girmemiştim. Diğer seneye alttan alarak vakit kaybetmektense yaz okuluna gittim.

İyiki de gitmişim!

Bütün yazım zehir olacak diye düşünenlere inat, haftada sadece bir gün gittim okula ve gittiğimde de hem dersler çok keyifligeçti hem de ortam süperdi! Yanımda en yakın arkadaşım, dersi erken bitiren hocamız ve yazın keyfiyle ders bitimi etrafta gezip tozmamızla her şey çok güzeldi.
Yaz okulundan ben de herkes gibi korkuyordum ama gördüm ki, sürünmeyi beklerken eğlenceli bir yaz okulu dönemi geçirdim.
Eh, tatil de bir yere kadar. Okula gitmek eğlenceli olmuştu bana. Hatta kısa zaman sonra "İyiki kalmışım beee." demeye başladım etrafıma.
Adeta bir kişilik çatışması yaşamam nedne oldu bu ama. Önce koca bir F'i görmemle depresyona girmem ve ardından yaz okuluna gidip mutlu olmam... Sizce de garip değil mi???
Eğer diğer sene alttan alsaydım baş edemezdim. Bu yüzden herkese tavsiyem kaldığınız dersi hemen o yaz (imkanınız varsa) alın da kurtulun. Yaz okulunda bizim üst sınıflar avrdı, adam son sınıf olmuş 1.sınıf dersini vermeye çalışıyor hala. Zor bir durum.

Bana gelince, BA ile Matematik-2'yi verdim, rahatladım. Bunun yanı sıra iki sözel dersim Türk Dili ve İnkılap beni şaşırtan notlar verdi. İlk dönem AA gelen Türk Dili dersim ikinci dönem BB geldi -_-'. Halbuki en yüksek notlara sahiptim. Bizim hoca kızlara gıcık arkadaşlar. Herkes diyordu bunu yaşamış oldum. İnkılap ise ilk dönem BB iken bu dönem CC geldi. Amaaaan çok da umrumda!
Son olarak Lojik Devreler'den de CD gelerek en kötü notum bu oldu(en kötü günümüz bu olsun gibi oldu :) ).

Bir seneyi bitirdim ve şimdi 2.sınıfa geçtm :P. İkinci dönem not ortalamam 3.26 gelerek burs alma hayallerim çöp tenekesine atılan kağıt gibi basket oldu xD. 3.5 istiyolar ben napıyım :P.

11 Ağustos 2009 Salı

Böyle Bebek Olmaz Olsun!!!

Bratz midir nedir, şu abuk subuk bebeklere uyuzum! Bizim zamanımızda Barbie Cindy vardı, usturuplu kızlardı. Böyle cici cici giydidirir alış verişe, çocuk bakmaya gönderir. Bazen evinin kadını çocuklarının anası, bazen de doktor, veteriner gibi yararlı işlerin adamı yapardık. Ata biner, çiftlik idare eder, koca marketi işletir falan filan. 10 parmağında 1 marifetti. Ama bunlar öyle değil ki!
Kızım olsa bu Bratz zımbırtısından almam! Neden mi? Yahu çok afedersiniz de aynı "kaşar" kızlar gibi giyiniyorlar! O gözler ne öyle hem? Anime mi bunlar? Hiç de anime değil ecchi :P. Sonra dudalar? E bu kız büyüyünce dudaklarına silikon burnuna da estetik yaptırır tabii. Bi dudağı yerde diğeri gökte oyuncaklarla büyüynce insan ne gördüyse o oluyor. Yazık valla çağımızın kızlarına. Neden arkamdan gelen neslin böyle yoldan çıkmış ve ar damarı çatlamış anlıyoruz böylece. Daha küçükken oynadığı oyuncaklar böyleyse, sokakata gördüğüm daha ergenliğe girmemiş ama kadın gibi gezen zavallılar ne yapsın?
Ayrıca, etraflarına baktıklarında da çevredeki ablalar da öyle olunca(sokaktaki kızlar) hepten yoldan çıkıyorlar.
Geçen ay televizyonda anlatmıştı bir doktor, küçük çocuklarda cinsel uyarılmalar başlıyormuş çok çok erken yaşlarda. Bu son zamanlarda olan bir şey. Nedenleri oldukça fazla ama oynanan oyuncaklar da etkiliyor insanı.
Yok arkadaş, Bratz mi ne zıkkımsa ben bunlara karşıyım. Zaten bunlar çıktıktan sonra, Barbieler de bozuldu yalan değil. Oyuncaklardaki kadınsılık, ama kaşarlık denecek kadar olan kadınsılık, benim canıma tak etti.
Silikon dudaklı ve makyajdan palyaçoya dönmüş bebeklere hayır! Yarın öbür gün anne-baba olduğumuzda çocuklarımızı neyle oynatacağız? Kızım kaşar olsun istemiyorum! Kim isterki?
SOn hecelleri uzata uzata konuşan, ota b*ka çığlık atan, erkek görünce evrim geçiren, moda kelimesine tapan bir nesil görmek yeterince üzücü zaten. Daha dün gördüm bir tanesini, acıdım. Çok ciddiyim sinirlenemek yerine acıdım. Daha 11-12 yaşında falan, saçlarını o tepeyi şişirip tepeli güvercinler gibi yapan stilden yapmış, elinde aslında eline sığmayan ufacık bir çanta(aaa ama sapı zincir lütfen! bilin bunları xD), yüzünde makyajıyla artist bir biçimde yürüyordu. 20 yaşındayım, daha bir kere öyle gezmedim be! Bunlar daha şimdiden böyle.

Yazık dememi tekrarlıyorum. Bu çocukları kim kurtaracak, kim insan yapacak merak ediyorum. İçleri de boş olamsa yine rahat edeceğimde, özenti ve boş bir genç nesille burun buruna yaşamak da çok zor be!

3 Mayıs 2009 Pazar

Online Kapışma-MyBrute

Annnaaaaa! Nasıl bir oyun bu.
Online bir oyundan bahsediyorum burda. Geyik Mühendisi kendi Sharmute'unu tanıtmış, biz de ordan tanıştık bu oyunla bugün.
Bir karatker yaratıyorsunuz ve salıyorsunuz dövüşe! Bu karakterler de çok şeker yahu! 3 tane karakterim var şu an. Aslında 5 ama, 3 tanesine şifre koydum. Şifre koymazsanız başkaları da oynayabiliyor mesela. Bu da güzel bir olay. Siz yokken karkaterinizi başkası da paylaşabiliyor. Hee ama gelir şifre koyarsa olmaz :S.
Dövüşler otomatik yapılıyor. Siz dövüşüceğiniz karakteri seçiyorsunuz ve hooooop dövüş başlıyor. Siz de arkanıza yaslanıp izliyorsunuz. İlerledikçe özel yetenek, expreince ve silah da kazanıyorsunuz.
Siz yokken biri sizinle dövüş yapmış mı diye karakterinize bakmanız yeterli. Yanda yazıyor hepsi liste halinde. Yeşil bir kutu içindeyse kazandınız, kırmızıysa yenildiniz demektir.
Bunu dışında bir de "pupil" yani öğrenci olayı var. Birinin öğrencisi olabildiğiniz gibi aynı zaman da başkası da sizin öğrenciniz olabiliyor. Bu da demektir ki, bir "master"ınız oluyor ya da o "master" siz oluyorsunuz. Bir nevi usta-çekirge olayı.
Pupil kısmına tıkladığınızda, eğer varsa, öğrencilerinizi eğiten karakterinizi görebilirsiniz.
Master yazan kısma tıklayıp, orda sizin karakterinizin eğitim görme duurmuna bakabilirsiniz.Aynı hareketleri yapıyorlar aslında).
Listeleme sistemi de var oyunda. İlk 20 falan hep kaydediliyor ve görebiliyorsunuz level kaçlar, ne yapmışlar falan filan diye. Brute olma sırası siz de olabilir!

Adres için hemen;
http://mybrute.com/ sayfasına gidin.

Benim 4 karakterden biriyle maç yapmak için ise, birini seçin ve dövüşe başlayın:)!

İzolde;
http://izolde.mybrute.com

Asheeru;
http://asheeru.mybrute.com

Ollanhre;
http://ollanrhe.mybrute.com

Hhare;
http://hhare.mybrute.com

Benimkileri uçarı seçmedim, ama anime karakterleri gibi olan birçok karakter seçeneği de mevuct. Bakmayın benimkilere :P.
Çeşit çok bol. Karakterin yanında rengini(ten,saç,göz)de ayarlamak mümken :).

29 Nisan 2009 Çarşamba

Arkaya Doğru İlerleyeliiiim!

Nasıl bir kabustur bu! Neden insanlar bu hareketi yapmaktan bıkmaz, usanmazlar! İlla ki şoför muavini bu lafı söylemeli midir? Neden? Başka türlü arkaya geçemiyor muyuz?
Hayır efendim geçemiyoruz... Hoş, muavin bunu diyince sağa sola sallanarak bir kıpırtı yaratılıyor ama ilerlenmiyor ya, o da ayrı.
Yıllardır otobüste gidip geliyorum. Gidip gelmeye de devame deceğim ama birazdan değineceğim olay değişmeyecektir: arkaya doğru ilerleme!
Orta kapıda biri durduysa eyvah! İçgüdüsel olarak herkes durur! Kardeşim geçsene yanında! Yok! Orda beklemeye başlarsınız. Derken kapıya doğru yığılma olur. Binenler bir yığın gereksiz kavga ve küfürler eşliğinde birbirlerini ittirirler. Halbuki neden nderi? Biri orta kapının önünde durur, diğer akıllılarda yanında egçip gitmez.
Otobüs tıkış tıkış mı geliyor? Bilinki arkası bomboş. Sonra benim gibi, "şurda boş yer var geçer misniz?" ya da "ilerler misiniz?" gibi sinirinizi zap etmeye çalışan bir yüz ifadesiyle kibarlıktan ödnün vermeyen sözler söylersiniz. Siz böyle diyince birden oranın boş olduğunu görür bazıları. Bazıları da istifini bozmaz, az biraz öteye gider ki siz geçin diye. Ne varsa orda... Demirle bütünleşme seansı.
Beni illet eden bir durumdur bu. Çok muzdaribim bu konuda! Arkaya doğru ilerleyelim artık!
Orta kapıda duranlara lafım yok. Ne var dursunlar; ama başkaları da ordan geçip arkaya gitmeyi akıl etsin!
Arkaya ancak şu kadar gidebilirsiniz, arka koltuklardan 2.sinin hizasına kadar. Çünkü orda da biri durur, ama bu kişi orta kapı gibi geçilesi değildir. Biraz daha gidipa rkaya ulaşmak yerine en yakınındaki insanla arasında 3-4 koltuk mesafe bırakarak durur. İşte bunlar yolu tıkayanlardandır!
Bunlara bağıra bağıra söylemek gerekir. Benim gibi kibar kibar söylemek değil :P.
Arkaya ulaşmayı başarırsanız, hem rahata erer, hem de sizinle birlikte başklarını da kurtarmış olursunuz :).
Tıkamayın şu ön kapıyı!

11 Nisan 2009 Cumartesi

Yine Geldi Vizeler. Tey Tey Teyy!

Vizeler Obama'nın gelişiyle 1 hafta ertelenmişti bizde. Malum, yollar mahvolacağı için, sınava yetişemeyiz diye böyle bir iyilik de bulunmuşlardı. Ama tabii, korkunun ecele faydası yok! Geldi çattı kapımıza hayatın gerçeği!
Bugün İngiizce vardı aslında, ama iyiki bir sounum yok bu dersle. Bu gayet güzel geçti(bizim okulda böyle.ingilizce sınavları cumartesi günü yapılıyor). Asıl sınav haftamız pazartesi başlıyor tabii :D.
Her zamanki gibi(!) ilk sınavımız fizik! Hem de sabahın ilk saatinde xD. 9.30da eller titreyerek sıralarda olacağız. Anam, ÖSS'den beter! Bir de hocamız hep derki;
- Bu okul kurulduğundan beri ilk sınav hep Fizik olur.
Hocam ne büyük marfietmiş ya :P. Acımadan vuruyorsunuz, bare söylemeyin :).
Şimdi gelelim vize dönemi anektodlarına:
*"Hiç çalışmadımmm", diye yana yakına gezene bakmayın sakın Çevirin kafanızı! Çünkü, notlar açıklandığında suratına tüküreceksniz! Külliyen yalannnn. Böyle diyenler sizin notlarınızı 9'a,10'a katlar.

*Fotokopi sırası! Sırat köprüsü maşallah xD. Ömür biter, fotokopi sırası bitmez!!! Minicik şey çektirmeye gidersiniz(bk.ben), 2 saat bekler sonra çektiremeden geri dönersiniz. Ya, o kadar şeyi nerden buluyorlar! Koca kitabı çektiren var kardeşim! Boşuna okuyoruz boşuna. O fotokopici, para basıyor :P.
Söz gelimi bir milimetrik kağıdı 250 kuruşa satıyor adam. O milimetrik kağıdın defteri 1,5 ytl ama xD. Nasıl bir kardır, nasıl bir köşedir!

*Kopya isteyene kopya verilmez! Bir de bunlar, tam sıraya oturursunuz, sanki siz de çok şey biliyormuşsunuz gibi başalrlar "kopya veeer kopya veeer..." zombi gibi, derinelrden gelen fısıltılar eşliğinde bildiğinizi de yapamazsınız. Yok sağa kay, yok sola kay! Eeeehh! Yeter diyorsunuz sonunda. Peşin peşin diyin en başında vermiyorum diye.
Herkesin kopyaya ihtiyacı vardır,evet. Ama unutmayın ki, üniversitede kopya çekerken yakalanmanın cezası "sürgündür"!. Uzaklaştırmayı yerseniz, meşhuuur klişemiz gerçekleşir. Memur bile olamazsıııııın!!!
O kopya isteyenler de bir iş var zaten. Onlara bir şey olmaz size olur mazallah :/. Şeytan tüyümü var nedir. Voodoo büyüleriylemi geliyolar da hocayı oynatıp kendileri yakalanamıyor :D.

*Çalışamıyoruuuuuuum :(! İmdaaaat! Nedir bu kardeşim! Ders çalışmak lazım, bunun bilincinde olduğum halde sürünüyorum(blog adından belli zaten. reklamlar bitti). Ömrümü yedi bu dersler! Gençliğim çürüyor bunlarla! Yok LGS(şimdi OKS oldu dimi?), yok ÖSS, yok vize yok final... Batsın bu dünya!(ver müziği! dıt dıt dırıdıt dıt dırıdııııt)

*Size yavşayanlardan korkun! Vize dönemine denk geliyorsa bucak bucak kaçın! Sizi bir mendil gibi kullanıp kenara atma niyetindedir bu insancıklar. Kendilerini düşürdükleri zavallı durumu yüzlerine vurmak için hiiiiç elinizi korkak alıştırmayın :D! Tersleyin, ezin! Nihahahaha!
Çıkarcılık yapmasın onalrda. Bakıyorum çevremde, notları iyi olanlara bir yaltaklanma , bir ilgi, bir yağ... Basıp düşecez kantinde öyle böyle değil!

Bugün çok stresliyimtespitler az oldu :P. Kafamdakileri de unuttum bak. Önce fizik ardından matemetik(imdaaaat!!!) var napıcam bilmiyorum :/.

Uykusuz her geceee...(gerisi nasıldı :))Bu şarkı benden bütüüüün vizesi olan yoldaşlarıma gelsin ^^. Geçelim hepimiz inşallah!!!

10 Nisan 2009 Cuma

Bir de Sen Sırıt Bize

Artık ben de gülüyorum !!! Eklediğim (ve sonunda başardığım) javascript kodu sayesinde, yazırlar arasında smiley kullanabiliyorum.

Yetmiyor, siz de yorumlarınız da kullanabiliyorsunuz ^^. Çünkü, yorumlarda da çıkıyor bu mendeburlar :). O da yetmiyor, nerden aldığımı ekliyorum ve site/blog sahibi olanlar kendilerine ekliyor istiyorlarsa.

Not: kodu tabiiki de ben yazmadım xD. Kaynak için şurdan düz gidin, ilk kapı..

:) :D :( :P :S ;) xD


Hadi gülümse...

7 Nisan 2009 Salı

Jeli- Jeli-Jelibon !!!


Küçükken bir türlü yiyemediğim, büyünce de elimden düşmeyen mendebur! Yok böyle bir olay sayın seyirciler! 7'sinde yiyemedğini 70'inde yemiş xD! Çok bomba gerçekten :). Ama doğru nitekim.

"Aman! Jelibonlar midene yapışır! Aman, bunlarda hep boya maddesi var kanserojen..." gibi bir yığın nednelerden ötürü benden uzak durdu, bu rengarenk kışkırtıcı şeyler. Annem haklıydı aslında. Dediklerinin hepsi kanıtlanmış şeyler. Ama bu da bir bağımlılık kardeşim xD.
Yiyemedik küçükken evet. Annem engelledi hep. Uzaktan baktık paketlere. Başka tür şekerler yedim ama, o boyalı vıcık vıcık şeylerde gözüm kalmıştı. Ama bir gün... Özügrlüğümü ilan ettim! Nasıl mı?
Lisedeyken başladı her şey. Okul çıkışı bir arkadaşla gidip yiyoruduk ^^. Öyle adet ednimiştik ki, nerdeyse her okul çıkışı elimize "Kent- Cansimidi" jelibonundan alıp bayıla bayıla yiyorduk. Böylece birbirimizle daha çok zaman geçirip, sahilde turluyorduk kız kıza. Konuşuyorduk falan filan. Hoş bir arkadaşlık aracıydı bize. Ama bu huyumuz giderek güçlendi. Haftasonları alışveriş merkezlerine gidersek, ilk iş ordaki şekercilere giidp, torbalara seçerek koyduğumuz renk renk şekerlere dalmak olurdu xD. Herkes bize "Ulen bunlar koca kazık! Şu küçücük çocuklar almıyor cık cık cık!" düşünceleriyle bakarken, çaktırmadan utansak da, alıyorduk efendim. Özgürlüüüüüükkk!!
Hatta hatta, liseden mezun olalı 3-4 ay olmuşken, bu aynı arkadaşın sevgilisine yarıla yarıla anlatıyorduk olayı.
Herif dedi ki;

"Hadi ya! Ne zaman yapıyodunuz bunu 4 sene önce mi?"
Biz bir an durduk. Bön bön bakarak;

"Yoo, 4 ay önce???!!!"
xD rezillik diz boyu! Ama o gün ikimiz de hiç utanmadık valla.
Ahh ah! Hala daha bir alışveriş merkezine gidince elime o küçük poşetlerden alıp dolduruyorum şekerleri! Annem falan da tek kelime demiyo, artık kendis gösteriyo ne kadar ironik ^^. Canım annem!

Ama şöyle de bir şey var ki... Ne zaman canım sıkkın olsa, moralim bozuk olsa ve üzüntünün dibine vursam, gider bir " Cansimidi" şekerinden alırım kendime. Eve dönerken elimde o paketle giderim, eve gidincede hem ağlar hem yerim :). Aramızda böyle bir bağ oldu ^^. Hani çikolata insana mutluluk verir ya, benimde ayralarımı saran bu şeker oluyor ne yalan söyleyeyim :P. İyiki var be :). İyiki var da, utanmadan küçük çocuklardan beter durumda şeker içinde moral buluyorum kendime.

Seviyorum ulennnn!!!!

5 Nisan 2009 Pazar

Mim Geldi!- Boşluk Doldurmaca

İlk mim'imizi hayırlı uğurlu olsun bu blogda! Diğerine geliyor da buraya ilk oldu ^^.

Sevgili Seyyah'ım yollamış bunu bana. Konumuz ise oldukça ilginç. Kendimi psikolog koltuğunda gibi hissetim xD! Direk çocukluğuma iniyor bu mim! "Bana çocukluğunuzu anlatı Hazal Hanım..."diyen, derinden bir ses duyar gibi oluyorum. "Çok yalnızım doktor! Vizelerden geçebilecek miyim!" gibi abuk bir cevap vermemek elde değil :).
Terapimiz başlasın hadi;

1.Çocukken ............ kaçırdım.

Çocukken 'yaramaz bir çocuk olmayı' kaçırdım.

2.Çocukken ............ yoksundum.

Çocukken 'bir kız kuzenden' yoksundum. ( hala da öyle ya)

3.Çocukken ........ yaralanmış olabilirim.

Çocukken 'fazla iyi niyetli ve yardım sever olmamdan dolayı' yaralanmış olabilirim. (akıllanıyor insan)

4.Çocukken ......... hayal ederdim.

Çocukken 'dünyada çok önemli bir yerde olduğumu' hayal ederdim.

5.Çocukken .......... isterdim.

Çocukken ' çabucak büyümeyi ' isterdim.

6.Evimizde asla yeterli ........ olmadı

-Bu soruyu geçiyorum. Bir şey bulamadım.-

7.Çocukken daha fazla ....... ihtiyaç duyardım.

Çocukken daha fazla ' yaşıtım olan arkadaşa' ihtiyaç duyardım.

8.Bir daha asla ........ göremeyeceğim için üzgünüm.

Bir daha asla 'o zamanki kadar tasasız günler' göremeyeceğim için üzgünüm.

9.Yıllar boyunca ........ merak ettim.

Yıllar boyunca 'bu hayattaki yerimi' merak ettim.

10..........kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.

'İnsanlara fazla sert çıkmamdan dolayıi kalplerini kırmama yol açtığı için, bu' kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.

Şimdi sıra bende! Bu mim'mi Tila'ya göndermek istiyorum :). Komşunun mim tabağı boş gönderilmez değil mi xD? Başka da birini bulamadım ya, bulursam eklerim zaten :).
Terapimiz bitmiştir. Ücreti kasaya ödüyoruz.

6 Mart 2009 Cuma

Bir Teselli Ver

Ne bahtsız bir insan evladıyım! Yeni dönem, dehşet'ül vahşet modunda giderken, ben böyle bir garip oldum. Şiddetle teselliye ihtiyacım var burdan bu çıkar bu ders programı altında. Aslansın, kaplansın falan desinler bana xD.
Hal böyle olunca, ben de dedim ki geçen dönemim bir değerlendirmesini yapayım bugün.

1.İnsanları tanıyamasınız. Sizi ayakta alkışlayanlar gün gelir, "Biraz daha konuşursan küfür edicem!" gibi güzide bir tehditte bulunurlar. Hem suçlu hem güçlü tanımını bu arkadaşın üstüne yapıştırıyorum. Heee bir de diyorum ki "Biliyorum ulenn gerçeği! Sen yaptın!"(Olay şudur. Diğer blogumdaki oylama yıldızlarına, bana gıcık bir arkadaş 1 verip kaçıyordu. Yakaladım inkar etti,bunu üzerine bu lafı etti. Yakalandı çünkü xD. Hani süperdi yazılarım?? Bırak yaa!).
*Sonuç: her kuşun eti yenmez xD! Böyle de yakalarım, yüzüne de vururum!

2.Konuşurken çok canım diyenden kaçacaksın! Yok bunla bir anım. Zaten hiç hoşlaşmadım çok canım cicim ,aşkım, böceğüm tiplerinden. Mesafem bellidir. Ama bunu bir kere daha Dallas'ı aratmayan bölümümdeki olaylarda gördüm. Bil ki arkandan küfrediyor! Aynen böyle arkadaşım, aynen böyle! Çok fazla vıcık vıcık olan insan, gerçek düşücelerini kapatmaya çalşıyordur :P. Test edildi onaylandı. TSE dagası eksik o da olacak!
*Sonuç: yerin yağ ile kaplı olduğu bir ortamda, hoş bir şekilde kayarak eğleneceğim derken kafa üstü çakılmak.

3.Ayrıldığın insanla arkadaş kalamazsın! Ben hiç yaşamadım yaşayamam da xD. O ne yaa? "Hadi ayrıldık arkadaş kalalım heeey." Olayı mutlu son ya da Avrupayi bir havaya büründürme durumudur bu. Her ayrılık acıdır. Arkadaşlık ayağına bir şey çıkmaaaaz.
*Sonuç: sepeti koluna herkes kendi yoluna.

4.Moda Tasarımı okuyanlar uzay gibidir. Kocaman bir boşluktur diğer bir deyişle. Onlara uzaktan bakanlar, gördükleri ufak parıltılara yaklaşmak ister(bknz. yıldızlar), ama yakına gelindiğinde sadece şekli bozuk krater parçaları görürsünüz.
O kadar makyajın altında ne yatıyor sanıyorsunuz xD!
Heee bir de, gerçeği gördüğünüzde ve gözleriniz açıldığında kocaman bir boşlukta asılı kalırsınız. Dünya ise, uzayınızdaki tek renk olur birden. Yeşilli mavili :P.
*Sonuç: körebe oynarken duvara toslamak.

5.Zor ders yoktur, zor hoca vardır. İsteyen hoca o dersi kolaylaştırarak anlatır. Ama kendi fesatsa yapacak bir şey yoktur. Sorun sizde değildir, rahat olun. Salak falan değilizi! Hocalarda bir bozukluk var!
*Sonuç: bu madde hocalara gösterilmeyecektir xD. Topumuzu yakarlar valla.

6.Sınavdan sonra konuşulmaz! "O soruyu ne yaptın, bu soruyu ne yaptın!" soruları adam öldürme nedenidir. Benim gibi sınav çıkışı pılınızı pırtınızı toplayıp gidin evinize. Konuştukça moraller bozulur. Kimin doğru yağtığını asla bilemezsiniz...Belki sizinki doğru ya da başkasınınki...Hatta uzaktan sizi dinleyen tipler neden susuyor dersiniz? Onlar mı dorğuyu biliyor yoksa! Kafayı yemek içten değil :).
*Sonuç: sessizlik yemini etmiş, ninja modu.

15 Şubat 2009 Pazar

Kısa Tatilin Gücü Adına!

2 haftalık bir ara tatilden sonra yarın sevgili(!)okuluma uça uça(!) gideceğim.Yok ya tatil dediğimiz şey şu dünyada en çabuk tüketilen olaydır.Göz açıp kapayıncaya kadar sonu geliyor.Sonra elinizde bir "pazartesi sendromu" kalıyor >:(!
Tatilim bazı okullara göre oldulkça kısaydı ve bu hızlı geçmesini hızlandıran bir etmen.Ama bunun bir de avantajı var.Ne mi? Şimdi,bizim okul ve bazı okullar ara tatili 2 hafta yapıyor.Böyle 1 ay,hatta 1,5 ay yapanlar da nanik yapıyor ya bize,heh işte asıl cevabımızı el birliğiyle veriyoruz xD.Yani, "hareket yapma hareketin kralını yaparım!" deyimimizin hayata geçmiş halini yaşıyoruz.Nedeni ise çok basit,biz okulu erken bitiriyorken onlar taa temmuza kadar okula gidiyor xD.Temmuzda okul mu çekilir!Bir de temmuzun ortasına doğru finalleri var.O ne ya kalmadan yaz okulu gibi xD!Bir de kalsalar nasıl olur?Kabus, kabus!Temmuza kadar okul yollarında sürün,aman bir de kal üstüne okul açılana kadar bir gram yazın tadını çıkarama!Tüylerim diken diken oldu.
Biz okulumuzu erkenden haziran başında(hatta mayıs sonunda bitirenler de var)bitirirken onlar sürünüyor ya,işte tam burda ise "Düz yolda geçme beni,rampada ezerim seni." kamyon arkası yazısı hortluyor!Hain bakışlarla okul yolunu tutan arkadaşlar süzülür ve günün anlam ve önemini belirten iki çift laf edilir.Mesela;
"Hani kısa tatili olan ve canından bezmiş bir genç vardı...Hatırladaın mı?Hatırlamaya çalış...O artık tatilde nihahahahahaha!"
Ve cevap;
"Hayır hayır hayıııııııııııııııııır!!!".
Yazın görüşeceğiz hepsiyle!!!

Gelelim bana.Finallerde naptım???
Bilgisayar için,3 gün 3 gece çalıştım xD.Konuları yetiştiremedim hatta, ama BB ile geçtim xD.Yani bunun tek açıklaması Allah tarafından olmasıdır!Bçyle yukarıdan bir yardım geldi bana!Yok tamam açlıştım tabiiki ama,ortalamamızda 23tü finalde.Herkes batırmış.Ben ucu ucuna geçtim.Beni o diğer yazıda yazdığım ödevlerim ve projem kurtardı.
Hiçbir dersten de kalmadım!Daha ne istiyim!
Bu dönemki ders programı ise korku filmi gibi!Bir saat boş anım yok!Tamam 3 saat boşum vardı ilk dönem,çok sıkıcı olabiliyor ama,çok yüklenmişler bu dönem de :P.Ahh ah!
Neyse yazın her şey güzel olacak diye kendimi teselli edeyim.Çünkü,2.dönemler hep hızlı geçer.E,şubatında yarısı gitti 3,5 ay var okulun bitmesine :D!

Kısa tatilin gücü adınaaa!

25 Ocak 2009 Pazar

Tam Gaz Devam

Finallere tam gaz devam ederken üniversite ahalisinden sıyrılmış bulunmaktaydım.Birkaç gün için de olsa kafam rahattı.Dün(cumartesi) İngilizce sınavım vardı ama,vizede olduğu gibi gayet güzel geçti.Ama asıl olay diğerlerinde xD!
Yana yakına burda haykırdığım derslerimden biri olan Fizik-1'den geçmiş bulunmaktayım!Yani ben de anlamadım ama geçmişim yahu :D!Vizem iyi değildi.İçimde "yanlış bölümemi gedim!"diye yeniden ÖSS'ye girmeyi düşünen bir yanım vardı.Ama finale gelince;
"EeeH!Yeter be!Otur çalış kızım!"dedim ve aşırı gururm ön plana çıktı yeniden.
Evet,kısaca fiziğe adam gibi çalıştım ve geçtim arkadaşlar!Tek okunan notum o şu ana kadar.
Matematik için ise burdan hocamızdan özürdiliyorum :D!Adam ne melekmiş yahu!Bize o atladığı konuladan hiçbirini sınavda sormadı.Zaten anlatımı da iyi sağolsun.Yok yok,ben çok seviyorum hocayı!Adam prof.falan ama öyle kompleksli prof.lardan değil.Tek sorun,işlemin sonucu yanlışsa sorunun gidişatından puan vermiyor xD!Napalım biz onu böyle de seviyoruz.
Yahu matematikçi deyince,hocanın öğrencilik yıllarında yaşadığı ve bize anlattığı bir şey geldi aklıma.Hemen onu da sıkıştırayım şuraya.
Hocamız üniversite öğrenciyisiken,o zamanlar cafeler falan yok tabii,kahvelere giderlermiş.Hayır komik olan,orda okey de oynuyolar,çay da içiyolar ama ders de çalışıyolarmış xD!Yok yok,en komiği bu değil!Ayda bir de içmeye giderlermiş.Bizim sınıftan bir arkadaş çıkıp,
"Ooo!Hocam azmış ya ayda bir!Biz her hafta gidiyoruz!"demesi bir kahkaha koyvermemize neden oldu.
Şimdi gelelim hocaın macerasına.Bir gün pavyona gitmişler xD!Yanların iki de kardeşleri gibi sevdikleri kız arkadaşları varmış!Kızlar demiş bunlara,
"Yahu çok merak ediyoruz.Bizi de götürün,bir görelim!"diye.
Aman yapmayın etmeyin,ne işiniz var diye dil dökerlerken kızlar kazanmış.
Neyse gitmişler pavyona(!).Hoca diyorki,
"Hayatımda böyle zor bir anım daha olmadı!İki kız,iki erkektik,biz o iki erkek kızların etrafında resmen barikat kurduk içeri girerken."Adam hala anlatırken terliyor yahu :D!
Girmişler bunlar içeri.Kızlar eğlenmiş bi de!Ma hoca ve arkadaşı,kızlar bunlara emanet olunca ölüp ölüp dirilmişler.Sonra da fazla kalmadan çıkarmışlar dışarıya kızları.Hee kendileri geri grimiş tabii!Yok yok,şaka :D!Bir ömür yetmi adama o panik.
İçeride ne görmüşler derseniz,bir çingene çıkmış dansöz.Yanında bir de cüce varmış tef çalan.Yahu tam sirk gibi!Pavyon pavyon dedikleri bu muymuş?!.
Şarkı söyleyen birileri de çıkmış da,oranın o basık ve dumanlı ortamı bildiğimiz gibiymiş.
Şu çingene ve tef çalan cüce olayını,Türk filmlerinde de görüyorduk ya boşuna değilmiş meğer :).
Şimdi programalama sınavın ne zaman dediğiniz duyar gibi oluyorum :).O da çarşamba.Zaten tek derdim o kaldı,matematik ve fiziği atlattık çok şükür.

Amaaaaaaaaaa....Burda yazdım mı bilmiyorum ama asıl kazığı biz İnkılap hocamızdan yemiştik vizede...

İnkılap hocamızdan müthiş kazık!!!

Sene başında ilk derste bize,
"Bakın kesinlikle test sınavı yapamam!Hiç yapmadım yapmayacağımda!Umutlanmayın adam gibi çalışın!"demişti.arada homurdanma ve fısıltılar eşliğinde mecbur kabul ettik.İtiraz etme şansımız yokki.
Sonra vizeye 1 hafta kala dediki,
"Dekanlıktan rica ettiler.Siz sayısal sınıfsınız,tarihle bu kadar zorlanmanıza gerek.Ben size 10 soruluk test yapacağım."dedi.Aman bir sevindik bir sevinik!
Derse de kimse girmiyor bu arada.Ben giriyorum bir de güzel not alıyorum.Kimsede not yok,birkaç kişide var onlardan biri de benim.
Ayrıca hoca Tanzimat Fermanı diye diye kendini yırttı!Ama bakın ne oldu...
Vize zamanı kağıtlar bir dağıtıldı...Test değil boşluk doldurma sınavı!Hem de 20 soru!Adam kendi içinde çelişiyor bir de!Yok test yapmam diye resti çekti ene başında,ondan sonra aman yavrularım size kolaylık tes yapayapım 10 soruluk(!)dedi ve sonuç...Sınavdaki herkesin(her bölümden)yüzünü görmeliydiniz!
Benim aldığım notlar ise sadece 6 soruda işe yaradı!O kendini yırttığı Tanzşmat'tan da bir halt çıkmadı!Çıka çıka 1-2 soru çıktı daha doğrusu.ALdığım notları eve gidince fırlattım direk!Haksızlığın daniskası denir buna!Kimse derse girmezken,derse giernlere de kazığı çaktı adam!Heee,bir de dersin adı Atatürk ilkeleri ve İnkılapları,ama sınavın çoğunda Kanuni ve Türklerin Anadoluya Gelişi gibi konulardan sorular vardı!!!
Vizeden sonraki ilk derste,
"eee hocam hani testti?"deme cesaretini buldu biri.
Hocadan gelen acı cevap ise,
"Dün dündür,bugün bugündür.Bügune bakalım geçti artık".dedi gülerek!!!
Aldığım not sınıfa göre iyi.55 alıdm ben.En yüksek 70 var 1tane,birkaç 60 ve birkaç 55 var.O 55lerden biri de benim işte.Geri kalanlar hep 35-15 arasında seyrediyor.Amaaaaaaa......Gelelim diyer duruma.Hoca çan da yapmayacakmış.Ortalamayı 60 ve 60ın üstünde tutumak lazım mecbur!Böyle de bir adam işte!
Sınav çıkışı edilen bedduaların haddi hesabı yok!Ama mustahak ona!
Finalimiz ise perşembe günü.Ben vizeden sonra adam gibi derse girmedim hocaya tepkiden.4 soru sorucakmış ama,cevabı 1 sayfalık olanlardan.Bakalım...

Şimdi tek derdim programalama.Ama çalışıyorum adam gibi bakalım...
Bir de ödev notlarımız açıklandı!!!Onu koyayım şuraya da gülmekten çatlayın xD!İlk ödev neden 0 anlatımıştım bir önceki yazımda.Ama şimdi diğerlerine ve özellikle 7.hafta ödevime bir bakın xD!Bonus soru vardı onu da yapınca(ben değil tabii) adlığım notla bölüm 1.si oldum!En sağda yazan ortalamalar sınıf ortalamsıdır.10 aldığım bir ödev var mesela,onda da herkes 10 almış nasıl bir şey anlamadık xD.Şu meşhur SUDOKu ödevimiz kendisi.
Ben bu notları aynen kopyalayıp bana yardım eden insana gönderdim.Dedim,
"Bu notlar senin hakkın!"Aynen de öyledir(0 ve 10 aldıklarım hariç)!Buyrun.

odev1=0 12.0423
odev2=70 43.8971
odev3=60 35.0735
odev4=85 27.8088
odev5=10 10.7059
odev6=40 19.3088
odev7=120 16.4118


Bana verilen domino projemi de ben yapmadım tabiiki xD!Yine!Ona dökümanı ben yazdım ama :).O kadar da olsun yani.Hıcaya sunum yapıcam sınavlar arasında.Artık kodu ezberler giderim.Üniversiteye girince her türlü işgüzarlığı da öğreniyor insan.

4 Ocak 2009 Pazar

Öğrenci Dostu

Evet efendim,biraz da olumlu şeylerden bahsedelim dedim.
Öğrenci olmak çok güzel bir oluverir kimi zaman.Elinizde "öğrenci pasosu" ve cebinizde bir "öğrenci tarifeli GSM operatörü" varsa keyfinize diyecek yoktur!
Önce pasodan başlayalım.Şu paso ne çok işe yarar yahu...Sinemaya gidersiniz,
-Öğrenci misiniz?derler size.
Sizde hooop diye elinizi cebinize atıp çıkarı verirsiniz pasoyu ve bileti alır,az parayla yırtarsınız.Yok ehliyetti,yok okul kimliğiydi,yok nüfus cüzdanıydı hiiiç gerektirmez bu tatlı kart.Her derde devadır.
Üzerindeki akbiliyle fır fır dönün durun 1 ay İstanbul'da!Motorda geçer,vapurda geçer,otobüs zaten biliniyor :).Bir uçakta geçmiyor,ama ben umutluyum o günler de gelecek :D!
Bu dediğim aylık akbil muhabbetidir.İşte size gezme tozma imkanı veren asıl olaydır o.Milletin ödediği aylık paranın yarısını ödersiniz siz.Niye?Öğrenciyiz :D!Sonra gez gez dur.Yok param bitiyor,yok boşladı mı akbil,gibi sıkıntılara gerek kalmadan içiniz rahat,okula,gezmeye,arkadaşlarla eğlenmeye gidilir.
Hayatımda başıma gelen en güzel olaylardan biridir öğrenci paso ve akbil takımı.Yani All Star'lar halt etmiş!Bu ikiliye can dayanmaz!Her türlü sinema indirimi,mağza kampanyası,yolculuk ucuzlatma zımbırtısı olarak kullanılan bir takımdır.Her eve lazım!Her cepte olmalıdır!
Gelelim GSM operatörü avantajlarına(yok reklam yapmıycam :P).Cebinizde olmazsa olmazların ikincisidir bu.Öyle ki,bütün operatörler sizin için javga eder!Gururunuz okşanır.Öğrencilere indirim de indirim,kontör de kontör,bedava dakka da dakka şeklinde birbirlerini yerler.Siz elinizde soğuk meşrubatınız,onların kavgasını izlerken,onlar her şeyden habersiz sizi kendi taraflarına çekmek için didinip dururlar.
Bedava mesajlar en iyilerinden biridir.Olayları son zamanlarda binli sayılara kadar çıkardıkları için,aynı operatördeki insanlarla dedikodunun dibine vurursunuz :D.Farklı operatörler için ise,bir 0 eksiği kadaar bedava mesaj veririler size.Ama olsun,o da size bir lütuftur şükredilir.
Bedava konuşma dakkaları ya da bilmem kaç dakkası şu kadar kontör olayları ise ayrı güzeldir.Kaymaktır resmen.Açarsınız telefonu saatlerce konuşursunuz.
Bu olay öyle bi etkidir ki,orta yaşlı insanlar bile öğrenci tarifesi kullanmaktadır şu an.Bu da ikinci kere gururunuzu okşayan olay olur.Sıkıldınız mı
-Gel.demek için bile mesaj atabilir ya da rayabilirsiniz.
Yalnız,böyle bol bulunca kontörler bazen daha hızlı suyunu çeker.Her şey beleş falan filan uğruna bir de bakmışızki kalan kontör 1!O zaman GSM operatörlerinin sevinme anıdır.Bizi bu bakımdan tuzağa düşürürler.Dikkat edilmelidir.Ama,hep 1 ay süreyle bu bedavaları verdikleri için,aylık akbil uygulaması akla gelir ve şahsen,bunların akbilcilerle ortak olduğunu düşünmeye başladım :P.
Öğrenci olmak sadece "sürünmek" değildir.Olayın kaymak kısmıdır böyle anlarda.Cebinizde üstüne bir demir zımbırtı çakılmış bir kartla her yeri gezerken,elinize gününü 24 saati mesaj yazmaktan kramplar girer :D.

 


Sürünen Öğrenci Modeli © 2008. Design by: Pocket