29 Aralık 2010 Çarşamba

Fizy de Kapatıldı!



Fizy...

Ödül arifesinde, ülkesi tarafından kapatılan sitedir kendisi. Bilmeyenler için hemen ekleyelim, her türlü müziği dinleyebileceğiniz eşsiz, şeker ve en önemlisi Türk yapımı bir siteydi. Ülkesinin adını duyurmak da başarılı oldu ve kullanıcılarına geniş bir yelpazede hizmet verdi. Oyun ve anime müzikleri bile bulabiliyordunuz onda.

Fakat sonuç?

Last fm ve Pandora gibi sitelerin yarıştığı bir platformda "Ben de varım!" diyen sesi duyularak ödül alacağı bildirilmiş bu siteye. 6 Ocak'ta ödül alacak ve o ödül alırken ödül törenine apple, facebook, yahoo, google gibi devlerin yöneticileri de orada olup onun başarısını izleyecek.

Soruyorum sana ey Türk insanı, niye kendi başarını böyle baltalıyorsun? Dünya senin vatandaşının emeğini ödüle layık görüyorken ve gözler üzerindeyken neden kendini komik duruma düşüyürosun?

Fizy'nin kurucularından olan Ercan Yaris'in durum hakkında kendi blogunda anlattıklarına mutlaka göz atın derim. Eğer anlattıkları doğruysa gerçekten utanılacak bir durum çıkıyor ortaya.

Sözlerimi, site açıldığında karşımıza çıkan üzücü tablo ile sonlandırıyorum...

"Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.
T.C. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2010 tarih ve 2010/93 Basın Muh-K. sayılı kararı gereği erişime engellenmiştir."

6 Aralık 2010 Pazartesi

STAJYER: Kaderin Kötü Bir Oyunu


Yaz geldi, bitti ve gitti. Yaz gelince benimde staja gitmem gerekti. Binbir türlü zorluklarla staj bulduktan sonra Koç gibi şirkette çalışacağım için mutluydum. Koç.Net'in Network Güvenliği departmanında çalışcak ve çok şey öğrenecektim! Meğer bir komedi-dram'da başrol oynayacaktım da haberim yokmuş.

"İş hayatı zordur", dedi büyüklerim. Hak verdim, hepsini dinledim. "Hazır ol her an her şey olabilir, sana bağırabilirler bile", dediler. "Peki" dedim ve kendimi buna hazırladım. Fakat karşılaşacağım şeyin, yanlış yaptığım için kızılması değil, düpedüz aile terbiyesinden yoksun kişilerin saldırısı olacağını düşünmemiştim. Bazen insan yaşamadan anlamıyor, tam olarak hayal edemiyor. Bilinçaltlarındaki aşağılık kompleksini "stajyer" olduğu için karşısındakinden çıkaran bir takım kişiler vardı karşımda. Yaşça küçük, genç ve orada sadece 1 aylığına bulunmanın dayanılmaz zulmü! Sonuç? Sonuca geleceğiz...

Peki neler yaşadım?

Bir kere bütün bir hafta boyunca kimse benle konuşmadı. Büyük bir hevesle gittiğim iş yerinde önüme konan laptop dışında hiçbir iletişim kurulmadı benle. Açık ofis şeklinde dizayn edilmiş iş yerinde, kabak gibi ortada durduğum halde bir günaydın/iyi akşamlar bile denmedi bana. 10 saat boyunca boş boş oturmaya gittim, o kadar. Tek kelime edilmeden 1 haftam geçti.

Sonra, bazı ufak selamlaşmalar oldu. Bir ara bana bir şeyler de gösterdiler hani. 20 iş günü olan stajımın 3 günü böyle geçti. Geri kalanında ben günün 10 saatini çöpe atıyordum. Komik olan, departmanımda 2 adet bayan bulunmasına rağmen onlar diğerlerinin yaptığı günyadın/iyi akşamlar kombinasyonunu bile söylemekten acizdi. Yanımdaki masadaki çalışana bişey demek için geldiklerinde bile, çok afedersiniz, popolarını bana dönerek konuşuyorlardı. Gerçi buraya kadar her şey normal aslında. Stajda adam gibi şeyler öğrenen insanlar çok değil. Ama 2 adet olay var ki beraber gülelim diye anlatıyorum. Yazık yazık onlara :P.

Efendim ilki bir garip kültablası yüzünden oldu. Çalıştığım (hala çalıştığım diyorum. Koltuk işgal ettiğim diyim) yerde her katta bir teras var. Teras diyorlardı bildiğiniz balkona, neyse. İşte orada kendim gibi stajyerlerle öğle arasında otururken onlar kavhe almaya gitti. Ben kahvesever olmadığım için yerimden kalkmadım, nasıl olsa onlar da masaya geri dönecekti. Arkadaşlardan biride sigara kullanıyor bu arada. Neyse ben otururken biri geldi ve önümdeki kültablasını hiçbir şey demeden aldı. Tam gidiyordu şoka girmiş bendeniz panik bir sesle:


"Bir dakika bir dakika, onu alamazsınız." dedim. Adamdaki cevvap:
"Neden?"
"Arkadaşlar gelecek birazdan biz kullanıyoruz onu.", hayır önümde duran kültablası için adama açıklama yapıyorum hale bakın. Adamdaki cevap ise efsane!
"Orada boş duruyordu ama?!"
"Ama arkadaşım gelince sigara içecek o yüzden biz kullanıyoruz onu.", hala salak gibi açıklama yapmaya devam ettim, evet.

Şimdi gelelim adamın muhteşem tepkisine. Dikkatinizi çekerim ben sadece çok şaşkınım, zerre sinirlenmedim. Zaten karşımdaki büyüğüm olduğu için tepki göstermek terbiyeme aykırı.

"Al ya al! Tamam ya korktum aman al. Korktum valla al kültablasını istemiyorum!" böyle dedi ve bitmedi. Dibimde duran arka masaya oturdu ve arkadaşına "korktum" muhabbeti yapmaya devam etti. Bende duyuyorum gayet net tabii.

Sorarım sizlere şimdi, nedir bu? Bu şahısın amacı nedir? Kendinden genç ve oranın çalışanı olmayan bir kişiye böyle davranma lüksünü nereden bulmuştur?

Stajyer iseniz herkes size her şeyi yapmayı doğuştan hak sayıyorlar. Ama neden derseniz meçhul. Oraya bir şeyler öğrenmeye gelen üniversite öğrencilerini insan yerine koymamayı kural bellemiş hepsi. İnsan muamelesi göremiyorsunuz.
Gelelim diğer olaya.

Ofisler, açık ofis şeklinde. Kübik denilen plastik plakalar ile ayrılıyor her yer. Herkes meydanda :D.
Hal böyle olunca aynı departmandaki masalarda yan yana. Büyük bir masayı bir plaka ile ortadan bölmüşsünüz kadar dipdibeyiz. Kısaca yan masada ne oluyor hem duyuyor hem görüyoruz. Bu arada söylemeyi unuttum, baktım ki bir şey öğreten ve takan yok bende kendim araştırarak bir şeyler öğreniyordum. O staj defteri nasıl dolacaktı yoksa? Etrafımdakilerin konuşmalarında geçen terimleri araştırıp bilgi topluyor ve küçük bir deftere not ediyordum. Resmen casusluk yaptım yahu. Onlar sonradan öğrendi ama ben orada çalışıyordum aslında. Kendimce bir şeyler öğrenmeye çabalıyordum. Eh, bunu da en iyi internetten yapıyordum. Bu cümlemi unutmayın, nedeninini şimdi anlayacaksınız.

Alt kattan yanında bir lise stajyeri ile bir kişi, yan masamdaki çalışanın yanına oturdu ve başladılar sohbete. Orada lise stajyerleri de staj yapıyor tabii. Neyse işte, dört kız bir erkekmiş bu stajyerler. Bu da erkek olanı yanına alıp gelmiş. Yok efendim staj bitmeden birini ayarlayamazsa yuh'muş, onlar olmasa bile arkadaşlarından birini ayarlaması lazımmış. Kimseyi bulamazsa döveceklermiş. Bu fırsatı kaçırmamalıymış falan da filan. Klasik bir muhabbet. Ben de hiç takmıyorum, önümdeki laptopa konsantreyim o an. Sonra arada şöyle bir laf geçti:


"Sizin burada da kız stajyer var ama, o işe yarmaz ya tüm gün internetin başında." Ben hiçbir şey anlamadım. Bahsedilen ben miydim? Bunu doğrulayan ise yan masamdaki çalışan oldu:

"Oğlum o kız üniversite stajyeri."
"Hadi ya?"

Bahsedilen bendim evet. Yaşımdamn küçük gösterdiğim için lise stajyeri sanılmıştım. Ama önemli olan bu değildi, bu nasıl bir muameleydi. Duyacağımı adı gibi iyi biliyordu o kişi. Ama hiç umrunda değildi belli ki. Şaşkınlıkran hiçbir şey diyemeyen ben ise duymamış gibi yaptım. Zaten kısa zaman sonra kalkıp kendi katlarına döndüler.

Buradan o kişiye seslendiyorum! O bilgisayar syesinde ben o staj defterini doldurdum be! Sen bilmiyor musun ordakileri, iş verdiler de biz mi yapmadık! İşim olsa onu yaparım, demek ki iş verilmiyor gel bunu eleştir hadi! Boş oturmaktan en rahatsız olan bendim ama bu elimde olan bir şey de değildi. Bunun için beni nasıl böyle iğrenç bir tabirle suçladı o kişi anlamış değilim. Ayrıca duyacağım ortamda böyle saçma bir muhabbete konu edilmem de hiç hoş değildi.

Kısaca, iş yerlerinde nedensiz bir biçimde psikolojik baskı var. Bu da bir nevi taciz diye düşünüyorum. İnsanların karşılarındaki gençlere böyle saçma şekillerde davranma nedenini ise çözmüş değilim.
Fakat gariptir ne çay taşıdım ne de fotokopi çektim :D. Belki bunları yapsam bu kadar sıkıcı geçmezdi xD.

 


Sürünen Öğrenci Modeli © 2008. Design by: Pocket